ANTALYA – Geçtiğimiz günlerde dünyanın ‘Sakin Şehirler’ ağına katılarak ‘Cittaslow’ unvanı alan Finike’de halk, yeşili muhafaza uğraşı için bir ortaya geldi. İlçedeki Kale Mahallesi’nde Ulusal Emlak ve Orman Bölge Müdürlüğü’ne ilişkin yaklaşık 90 dönümlük ‘kent ormanı’ alanının, ‘Geleneksel Sporlar Köyü, Klâsik Sporlar Lisesi, Okçuluk, Binicilik ve Toplumsal Tesisler’ projesi için Antalya Gençlik ve Spor Vilayet Müdürlüğü’ne tahsis edilmesi bölge halkının reaksiyonuna neden oldu.
1’inci derece arkeolojik sit alanı olan bölgenin statüsünün Finike Belediyesi’nin itirazlarına karşın Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 3’üncü dereceye düşürüldüğünü belirten Finike Halk Platformu ile Toroslar ve Akdeniz Kıyıları Etraf Muhafaza Derneği (TORAÇDER), planın iptali için açılan davanın sonucunun beklenmemesine reaksiyon gösterdi.
ÇED RAPORU İSTENMEDİ
Projenin iştirakçi bir anlayışla tekrar ele alınması daveti yapan Finike Halk Platformu ve TORAÇDER’in ortak basın açıklamasında, “Bu alan, Finike’ye en yakın oksijen deposudur. Halkımızın piknik yaptığı bu bölgede yapılaşma için yasal prosedürler dikkate alınmadan ivedi edilmesini ve bu bahisteki ısrarı anlamakta zorluk çekiyoruz. İlçemizin doğal ve kültürel zenginlikleri, verimli toprakları son yıllarda ranta dayalı siyasetlerin maksadı haline getirdi. Halkın bütün yansısına karşın ÇED raporu dahi olmayan Radyafor Koyu’nda yapılanlar, yırtıcı mermercilik ile dağların tahrip edilmesi, kıyı kesitinin betona boğulması, denizlerimizin kirletilmesi, biz Finikelileri endişelendiriyor” denildi.
‘FİNİKE HALKI YOK SAYILDI’
Ortak basın açıklamasında şu tabirler yer aldı: “Finike halkı ilçeye yapılan hiçbir hizmete karşı değil. Lakin günümüzde barınma, eğitim ve sıhhat kurumları üzere temel muhtaçlıklar had safhaya ulaşmışken, ilçemizde eğitim, dinlenme, sıhhat, kültürel ve gibisi muhtaçlıklar için ayrılan alanların 60 civarında konaklama binasına, okçuluk ve güreşçilik eğitim merkezlerine, binicilik lisesine ayrılması hem Anayasa’ya hem de imar hukukuna karşıttır. İmar planı hazırlığı sürecinde Finike halkı yok sayıldı. Orman alanları ile birlikte tarihi ve kültürel varlıkların ziyan göreceği ortada iken ÇED süreci başlatılmamış ve halkın iştiraki toplantısı yapılmamıştır. Burada bir imar planı yapılması gerekiyorsa halkın temel ve zorunlu muhtaçlıkları gözetilerek Finike mahallî idaresi ve Finike halkının iştiraki ile yapılması mecburidir. Bu, Finike’de yaşayan herkesin kentsel hakkıdır. Aksi halde ‘kente karşı suç’ oluşacaktır. Hiçbir toplumsal muhtaçlığa yanıt vermeyen bu imar planı uygulaması, kamuda israfa neden olduğu üzere Finike’yi yaşanmaz hale getirecektir. Kaldı ki bu imar planının iptali için Antalya 2. Yönetim Mahkemesi’ne yürütmenin durdurulması talepli dava açıldığı halde yargı kararını beklemeden ruhsat ve yapılaşma için çabuk edilmesi ve bu mevzuda ısrar edilmesini anlamakta zorluk çekmekteyiz”